İslâm Zaviyesinden Görsel Sanatlara Bakışımız

Ali Rıza Demircan 2022-06-08

İslâm Zaviyesinden Görsel Sanatlara Bakışımız

(Ali Rıza DEMİRCAN)
GÖRSEL SANATLARIN LÜZUMU:

Bismillahirrahmanirrahim...

Allah'ahamd, O'nun Resulü Hz. Muhammed'e salat ve selâm ederim.

Baştatelevizyon olmak üzere sinema ve tiyatroyu içine alan, diğer anlamıyla GörselSanatlar'la zaman zaman ilgilenmişimdir... Yüreğinde islâmi bir ızdırap ve emeltaşıyan her bir aydın gibi Islâmla Görsel Sanatlar arasında bir bağlantıkurulup kurulamıyacağı, Görsel Sanatlar'ın islâm'ın tebliğine aracı kılınıpkılınamıyacağı üzerinde düşünmüşümdür.

Bazı tesbitlerim oldu. Fakatbunlar kopuk kopuktu. Yeterince hazırlanma imkânımız olmadığı için butesbitlerimi bilvesile sizlere sunmaya çalışacağım.

 

Önce Görsel Sanatlar'la(Sinema, Tiyatro, Televizyon, Film, Haber ve Belgeseleri ile) ilgilitesbitlerimin özünü arzedeceğim.

Islâmi inançlara aykırı olmadıkça, helâllerharamlaştırılıp, haramlar helâlleştirilmedikçe, ilâhî görevler hafifealınmadıkça, kalbin manevî hayatını öldürecek ölçüde komediye; yeîs doğuracakderecede trajediye boğulmadıkça Görsel Sanatlar mubahtır. Zira eşyada asıl olanibahedir.[1]

Göze kulağa ve kalbe hitabedenve bu sebeple de pek çok etkili olabilen Görsel Sanatlar temelde mubah ise de,tarafımızdan değerlendirilmediği için batıllara hizmet etmektedir.

Gerçeğiifade etmek gerekirse, Görsel Sanatlar devrimizde küfrün ve nifakın egemenliğialtındadır. Bu sebepledir ki Görsel Sanatlar yoluyla inancımız zaafauğratılıyor, ahlâkî değerlerimiz yozlaştırılıyor, millet ve ümmet kültürümüzçiğneniyor ve islâmî değerler etrafında şüpheler oluşturuluyor. Özetlemekgerekirse Tağut'ların yönlendirdiği Görsel Sanatlar, tam bir münker[2] haline dönüşmüştür.

Bumünkerin değiştirimesi lâzımdır. Genelde Kur'an ve sünnet'in bütünü, özetleaşağıda manasını sunacağımız emr-i peygamberi gereği bu münkerin değiştirilipdüzeltilmesi, bazı durumlarda farz-ı ayn, bazı durumlarda farz-ı kifaye olmak üzerefarz görevimizdir:

"Sizden biriniz bir münkeri (Allah'ın ve ResulüHz. Muhammed'in doğrudan veya dolaylı olarak yasakladığı bir iş, bir davranış,bir müessese) görürse onu bizzat düzeltsin, buna güç yetiremezse dili ile (dilile yapılabilecek faaliyetlerle) düzeltsin. Buna da güç yettiremezse kalbi ile(şahsî planda tavır koyarak) düzeltsin. Bu sonuncusu imanın en zayıfkonumudur." (1)

Münkeri değişirmek vazifemizise; bu münker nasıl değişecektir?

Hiç şüphe yoktur ki, Görselsanatlar'ın aracı kılındığı münkeri en etkili şekilde ancak Görsel Sanatlar'lasunulacak "ma'ruf" giderebilir.

Ma'rûf, İslâm'dır.İslâm'ın inanç esaslarıdır. İlâhî emirler ve yasaklardır. Kur'an ve Sünnet'edayanan ahlâkî görevlerdir. Ferdî, ailevî, ve içtimaî hayata yönelik islâmîçizgideki hayırlardır. Islâmî değerlere müstenid tarihî mefahirdir.

Burada dikkatlerin üzerineçekilmesi gereken nokta, bizim ma'rufa yalnızca münkerin değiştirilmesi içindeğil, kulca yaşamak için de muhtaç olduğumuz hakikatidir.

Ma'rufun,yani münkeri izale ve hakkı idame edecek islâmın talimi ve terbiyesinde mecburîeğitimin yanısıra istihdam edilebilecek en müessir ve kolay yol televizyondazirveleşen Görsel Sanatlar'dır. Bu yolla talim ve terbiye daha kolay olup,etkili olmanın yanısıra hem sürekli, hem yaygın ve hem de daha şümullüolmaktadır.

Görselsanatlar'ın İslâmî talim ve terbiye açısından özellikle tercih edilmelerinigerektiren bir takım özellikleri vardır. Bunları maddeler halinde şöyleceözetlemek mümkündür:

a)    Görsel Sanatlar'a ilgi, bir bakıma Rabbimizin hakkıtavsiye metoduna ilgidir:

Bilindiğigibi Rabbimiz Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi ulü'l-azmpeygamberlerini devirlerinin etkili güçleri olan sihir, tıb ve edebiyat gibigüçlerin cinsinden mucizelerle takviye etmiştir.

Meseleetkili yolların kullanılması olduğuna göre Görsel Sanatlar'ın kullanılmasınasıcak bakılması zarureti vardır.

b)   Görsel Sanatlar'a yönelme; Kuranın kullandığı ve yönlendirdiği sahneleme metodunubenimsemektedir.

Kur'an-ı Mübinde bulunanmesajlar, bazan senaryolaştınlarak verilmektedir, ilâhî kelâmı, manasımanlıyarak dinleyebilen kişi yer yer bir tiyatro sahnesinin önünde, birtelevizyon ekranının karşısında imiş gibi canlı diyalogları içeren sahnelerizlemektedir.

 

Yûsuf Sûresinde Yûsuf Kıssası,Kehf Sûresinde Ashab-ı Kehf, Hz. Musa ile Genç adam, Müddessir SûresindeCennetliklerle Cehennemlikler arası diyaloglar misal olarak verilebilir. Nemi,Sâffat, Nûn gibi daha pek çok sûrelerden örnekler sunmak da mümkündür. Bizburada Sebe' Sûresinden bir örnek vermekle yetiniyoruz:

Sebe' 31: "Kâfir olanlarderler ki: Biz hiçbir zaman bu Kur'an'a ve bundan önce gelen kitaplarainanmıyacağız. Sen o zalimleri rablerinin huzurunda tutuklanmış, birbirlerinesöz atarlarken bir görsen! Zayıf sayılanlar büyüklük taslıyanlara, sizolmasaydınız elbette biz inanan insanlar olurduk, derler.

Sebe' 32: "Büyüklüktaslıyanlar, zayıf sayılanlara (kıyamet gününde): Size hidayet geldikten sonrasizi ondan biz mi çevirdik? Bilâkis siz suç işliyordunuz derler.

Sebe' 33: Zayıf sayılanlar da,büyüklük taslıyanlara, Hayır! Gece gündüz (işiniz) tuzak kurmaktı. Çünkü sizdaima Allah'ı inkâr etmemizi, O'na ortak koşmamızı bize emrederdiniz derler.Artık azabı gördüklerinde, pişmanlıklarını içlerine atarlar, biz de o inkâredenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta olduklarıgünahları yüzünden cezalandırılırlar."

Kur'an'ın kullandığı ve yönlendirdiği sahnelememetodunun Görsel Sanatlar'da zirveleştiği ise izahdan beridir.

c) Görsel Sanatlar, Kur'an'ınyeryüzünün dolaşılması ve varlıklar üzerinde tefekkür edilmesini içerenemirlerinin uygulanmasını kolaylaştıran pek mühim bir vesiledir.

islâm âlimleri yeryüzündedolaşılması ile ilgili emirlerin daha çok fikir ayaklan ile yapılması lüzumunaişaret etmektedirler.

. Tefekkürle ilgili pek çokayet ise göklerle yerin yaratılması, gece ile gündüzün birbirlerini izlemesi,insanın yaratılışı, toprağın yeşermesi, geçmiş ümmetlerin akıbetleri,arkeolojik kalıntıların anlamlan vs. üzerinde düşünülmesini âmirdir.

Sinema ve televizyonbelgeselleri ile perdeye ve ekrana getirilecek tarihî mekânlar, olaylar vetabiî varlıklar hiç şüphesiz yeryüzünde dolaşma ve tefekkür etme görevlerimizidaha kolay ve verimli bir şekilde ifa etmemize vasat hazırlayacaktır.

d)  Kur'an ve Sünnet'in örneklendirdiği islâmi öğretim veeğitim metodunda tarihî olayların aktarılmasının özel bir yeri vardır.

Pek çok ilâhî mesaj tarihîolayların akışı içinde sunulur. Kur'an-ı Kerim'deki peygamber kıssaları,Talut'u, Calut'u, Zülkarneyn'i Uhud'u ve Ahzab'ı vs. konu alan âyetler, birermisal olarak değerlendirilebilir.

Tarihî olayların sözlü ifadelerle verilmekten çok,Görsel Sanatlar aracılığıyla aktarılmasının daha müessir olacağı hakikati deüzerinde ittifak edilebilecek gerçeklerdendir.

e)   Kur'an ve Sünnet'in izlerinden gidilmesini Has kulların hayatından kesitlersunarak, onları bir anda milyonlara mal etmede Görsel Sanatların (Televizyonda) oynayabileceğiüstün rol de bu sanatların kullanımı ve tercihini gerekli kılmaktadır.

Kudsî özellikleri sebebiylepeygamberleri istisna edecek olsak bile, başta sahabiler olmak üzere,hayatlarından bölümler aktarılacak güzel kullar pek çoktur. Bilfiil örnekolabilecek iman, düşünce, ahlâk ve amel kahramanlarının yok denecek kadar azolduğu toplumumuzda manevî çevremizi oluşturacak büyüklerin hayatlarınıöğrenmek ve öğretmek zorundayız.

Burada mevzuu müşahhaslaşdırmakiçin aşağıdaki üç güzide kulun hayatından kesitler veren ünlü hadisizikredebiliriz. (2)

Şimdi ana-babaya itaatin, işçi haklarına saygının vecinsel haramlardan kaçınmanın faziletini dile getiren meşhur mağara hadisini vebenzerlerini Görsel Sanatlarla ifadelendirmenin sözlü ifadelerden daha müessirolacağından kim kuşku duyabiür.

f)    Kur'an ve Sünnet'in İlâhî sevgi ve korku ile ağlamaya,dünyayı gerçek çehresi içinde tanımaya, ölümü çokça anmaya ve hayatınmuhasebesini yapmaya çağırdığı malumumuzdur. (3)

Şimdi bunlara kısaca bakalım:

Islâmî amellerin enfaziletlilerinden biri de manevî duygulann kudsiyeti içinde gözyaşı dökmektir.Kur'an çokça ağlamamızı emrediyor. Allah'ın Resulü ilâhî haşyetle ağlayan gözeateş azabının ulaşamıyacağını müjdeliyor. Kur'an okurken ağlamamızı,ağlıyamıyorsak ağlar gibi hüzünle okumamızı öğütlüyor (4)

Ağlama istidadını kazanmak ve geliştirmek amacımızolmalıdır. Soylu duygular eşliğinde ağlama eğitimini Görsel Sanatlar'dan dahaetkili bir vesile şahsen düşünememekteyim.

Zira biriki saatlik bir filmin içine koskoca bir insan hayatı sıkıştırılıyor. Çocukluk,gençlik ve ihtiyarlık dönemleri ardarda sunuluyor. Ölüm olayı sergileniyor,inançsızlık çizgisinde ve ihtiraslar güdümünde yaşanan hayatın hiçliğivurgulanıyor.

GörselSanatların yukarıda değinilen islâmi çağrılar çizgisinde yapılandığınıdüşünürsek ne kadar müessir bir öğretim ve eğitimin gerçekleştirilebileceğiniidraklerimize yaklaştırabiliriz.

g) Görsel Sanatlar'm tercih edilip kullanılmasınıgerektiren bir önemli özelliği de onların fıtrat (yaratılış) düzeninin birtaklidi oluşudur. Görsel Sanatlar Allah'ın oyunu içinde bir oyundur.

Kur'an ve Sünnet ifadesiyledünya hayatı bir oyun ve eğlencedir. Allah (c.c.) bu oyunun senaristliğinibizzat üstlenmiş Kader Senaryosunu yazmıştır. Yaratan, yarattığı insanlarıyazdığı senaryoya göre dilediği rollere çıkarmıştır ve çıkarmaktadır. Kiminikral, kimini köylü rolünde... (5)

Peygamberler de rollerin nasılyapılacağını göstermeye memur edilmişlerdir. Melekler ise sözlerimizikasdederek yakın plandan çekim yapmaktadırlar. Hayat filmindeki rolümüze göremükâfatlandırılacak veya cezalandırılacağız.

Bu sözlerimizle edebiyatyapmıyor, gerçekleri aktarıyoruz. Zira Kur'an ve Sünnet bildirilerine görekadere iman zaruridir. Kaderin mukaddiri Allah'dır. Dilediğini erkek,dilediğini kadın yaratan O'dur. İstediğini zeki, istediğini aptal; bazılarınızengin, bazılarını fakir kılan da O'dur. Dünya hayatını oyun olarak tavsif edende O'dur. İlgili Meleklerin sözlerimizi tescil, amellerimizi istinsahettiklerini, böylece hazırlanan amel kitabının konuşan türden ve bütünayrıntıları ihtiva eden bir kitap olduğunu bildiren de bizzat Allah'tır.

Açıklamalarımıza kaynaklık yapan ayetleri venumaralarını vereceğiz. (6)

Burada teberrüken bir ayetmeali sunalım.

"Yanlarındabulunan elçilerimiz yazıyorlar" (7)

Arapçada yazmak (kitabet)dikişle, deriyi deriye tutturmaktır. Amellerin yazılması da yaptıklarımızınistinsah edilerek birbiri peşi sıra dizilmesidir. Çekim ve montaj ameliyelerigibi...

Evet sanatlar ilâhî sanatın taklidi olduğu gibi GörselSanatlar da fıtrat düzeninin bilinmeden taklididir.

Burada değinilmesi gereken birhusus daha vardır ki o da şudur:

Romancıların, hikayecilerin,senaristlerin ve şairlerin varlığı kaçınılmazdır. Zira onlar Allah'ın kaderyapma sıfatının tecelli ettiği kişilerdir. Allah'ın ruhundan nefhalandırdığıinsanda Allah'ın ilim ve irade gibi sıfatlan tecelli eder de kader yapma sıfatıtecelli etmez mi?(8)

Bunun içindir ki,edebiyatçılar da eserlerinde dünya kurmakta sahneye insanlar çıkarmakta rollertevzi etmektedirler. Ne gariptir ki bu sanatkârlar yaradanın verdiği ruhsatlayaradanı taklid edetek ortaya çıkardıkları eserlerinde tahrifat yapılmasına'karşı çıkarlarken yaradanın kurduğu düzeni tanımamakta veya peygamberlerlekurulan ilâhî düzene karşı çıkma edepsizliğini irtikâp edebilmektedirler.

Görsel Sanatların tercihini ve istihdamını gereklikılan bir diğer önemli sebep de bu sanat dalları aracılığı ile yapılantahribatın aynı suretle ancak bu sanat dalları aracılığıyla onanlabilm esidir.

Yaşadığımız döneminpeygamberimizin geleceğini haber verdiği karanlık geceler misali fitnelerdönemi olduğuna şüphe yoktur. Bu gibi dönemlerde kişilerin mü'min olarakakşamlayıp, kâfir olarak gecelediği ve yine mü'min olarak sabaha çıkacaklarıpeygamberimiz

 

tarafından bildirilmektedir.(9) Böylesine sür'atli değişmelerin ancak Görsel Sanatlar aracılığıyla vukuagelebileceği aşikârdır. Zira batıl inançlar ve kültürlerle yorumlanan bir film,bir belgesel, bir açık oturum imanları bir anda zaafa uğratabilmekte, itikadıdeğişimlere sebebiyet vermektedir. Mü'min akşamlayıp kâfir sabahlıyanlann aynısür'atle mü'min akşamlatıp mü'min sabahlatabilmek için elbetteki Görsel Sanatdallarının istihdamı farzdır.

Yapılan açıklamalardan sonra yine de sorulabilir:

Görsel Sanatlar yoluyla gelenler de dahil olmak üzeremünke-rin tağyiri[1] ve mârufun ikamesinde kullanılabilecek mektepler, üniversiteler, gazeteler, mecmualar,kitaplar, konferanslar, sohbetler, sohbetimsi dersler gibi pek çok yol varken,neden bir de Görsel Sanatlar...?

Evet bütün bu zikredilenler yanısıra Görsel Sanatlar'ınistihdamı da en azından bir farz-ıkifayedir. Çünkü arzedildiği gibi Görsel Sanatlar küfrün ve nifakın kullandığıana yollardır. Müessiriyeti ve yıkımı da ancak kendi cinsinden yapılacakçalışmalarla karşılanabilir. Kaldı ki bu tür faaliyetlerin örneklerini bizzatpeygamberimizde izlememiz mümkündür.

Düşünüldüğünde kolaylıkla anlaşılacağı üzere GörselSanatların günümüzdeki rolünü, devr-i cahiliyyede ve islâmda şiir ve hitabe(şairler ve hatipler) üstlenmişti. Bu yolla yapılan hücumları Allah'ın Resulüaym yolla karşıladı.

Tefekkür edebiliyor muyuz:Kendisine Kur'an gibi edebî bir mucize verilmiş, cevâmiü'l-kelime[2] mazhar kılınmış olan Allah'ın Resulü şiiri devreye sokmuş, Hassan b. Sabit,Abdullah b. Revaha ve Kâb' b. Züheyr gibi şairleri görevlendirmiştir. Şairleritavzif ve teşvik sadedinde de daima şöyle buyurmuştur:

"Müşrikleri hicvediniz.Çünkü hicivleriniz onları kılıçla mağlup etmekten daha üstündür. Onlar üzerindedaha etkili ve kalıcıdır."

 

"Allah'ın peygamberinesilahlarıyla yardım eden kavmi dilleriyle O'na yardım etmekten alıkoyannedir?"

"Mü'min kılıcı gibi diliyle (şiiriyle) de cihadeder." (10) Cahiliyet dönemlerinde, günümüzün edebi ve Görsel Sanatlarınakısmen tekabül edebilen şiire ve edebî hitabelere peygamberimiz tarafındanöylesine önem verilmiştir ki; bu yolla tecviz, ölüm sebebi; Kâ'b b. Züheyrörneğinde görüldüğü gibi, bu yolla hizmetde af nedeni ve 100 deve ödül gibi taltifgerekçesi olmuştur.

Şimdi soralım: GünümüzünGörsel Sanatlarıyla yapılan tahribat, Cahiliyet döneminde şiirle ve hitabetleyapılan tahribattan daha mı azdır?

Senaristi,yapımcısı, yönetmeni, aktörleri ve çalışanları ile Görsel Sanatlar alanındamilyonlara mesaj iletecek mü'min insanlarımızın ça'ışmaları şair sahabilerinhizmetinden daha mı önemsizdir?

Uz. Peygamber San'atı ve San'atadamlannı kullanırken bizler müstağni kalabilir miyiz? Aziz Dinleyenlerim!

Şu ana kadar yaptığımızaçıklamalarla islâm zaviyesinden Görsel Sanatlar'a sıcak bakmamızı gerektirensebepleri sunmaya çalıştık. Konuşmamızın bundan sonraki kısmında ise GörselSanatlar alanında çalışan kardeşlerimizin problemlerine değinmeye ve çözümlerihakkında görüşlerimizi serd etmeye çalışacağım:

Problemler daha öncedezikredildiği gibi şöylece özetlenebilir:

Bir mü'min sanatçının kâfirrolüne çıkması caiz midir?

Hakkı dile getirirkenbâtıllara da yer verilebilir mi?

Kadınsanaçı istihdam edilebilir mi? Ne kadar istifade edilebilir?

vs...

[1]Mubah olma halidir.

[2]Dine, ilme ve olgun akla aykırısöz, iş, davranış.

 

[1]Değişmesi

[2]Kısa, özlü ve hikmetli sözsöyleme gücü

 

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0